Eziyet Suçu, Şartları Ve Cezası

Eziyet Suçu Nedir?

Eziyet, fiili, kişinin hem maddi, vücut bütünlüğünün bozulması ve hem de manevi, ruh sağlığının bozulması anlamındadır. Mağdurun yaralanması, tehdit edilmesi, hakarete maruz kalması, aşağılanması ve cinsel yönden tacize uğramasıdır. Bütün bu fiiller ayrıca suç olarak sayılmasına rağmen bu suçlar bir kimseye karşı insan onuruyla bağdaşmayan, acı çekme ve aşağılamaya yol açan sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde işlendiğinde eziyet suçundan bahsetmemiz gerekir. 

Eziyet suçu serbest hareketli bir suçtur. Suçun maddi unsuru bir kimseye sistematik ve süreklilik (birden fazlalık) arz edecek şekilde eziyet etmektir. Bir defalığına yapılan eylemler eziyet suçu kapsamında değerlendirilmemektedir.

Eziyet suçuna örnek verecek olursak:

- Lise son sınıf öğrencilerinin, yeni gelen 9. sınıf öğrencilerini küçük düşürmek ve sindirmek amacıyla sürekli olarak tartaklamaları,

- Aynı işyerinde çalışan kişilerden birinin diğerini istifaya zorlamak amacıyla sürekli şekilde cinsel sataşmada bulunması gibi örnekler verilebilmektedir.

Eziyet suçunun oluştuğu durumlar tek tek kanunda sayılmamıştır. Ancak bu hususta Yargıtay kararları incelendiğinde eziyet suçunu oluşturabilecek durumlar konusunda fikir sahibi olunabilecektir. Örneğin bir kişiyi aç ve susuz bırakmak, eve veya bir odaya hapsetmek, çıplak gezdirmek gibi fiiller Yargıtay tarafından eziyet suçunu oluşturan fiillerden kabul edilmiştir.

Eziyet Suçunun Faili Kim Olabilir?

Eziyet suçunun faili herkes olabilir. Bu niteliği nedeniyle işkence suçundan ayrılmaktadır. Nitekim işkence suçunun faili yalnızca kamu görevlisi olabilirken, eziyet suçunun faili ise yalnızca kamu görevlisi değil, kamu görevlileri de, bunun dışındakilerde olabilir. Ancak kamu görevlisinin bu eylemi görevini yaparken işlememiş olması gerekir.

Örnek olarak, kamu görevlisi evinde eşine, çocuğuna karşı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda eziyet sayılan eylemleri gerçekleştirirse, bu suç oluşur. Ancak, kamu görevlisinin görevi gereği işlediği ve mağdurun bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine veya aşağılanmasına yol açacak davranışlar ise TCK m.94 kapsamında değerlendirilecektir.

Eziyet Suçunun Mağduru Kim Olabilir?

Eziyet suçunun mağduru herkes olabilir. Mağdur, çocuk, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişi ya da gebe kadın olması veya failin üstsoy veya altsoyu, babalık veya analığı ya da eşi olursa TCK m.96/2’de ki suçun nitelikli hali faile uygulanacaktır.

Eziyet Suçunun Cezası (TCK 96)

Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/5 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz (TCK m.96/1).

Nitelikli eziyet suçunun cezası şu şekildedir:

Eziyet suçunun;

Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa, eş veya boşandığı eşe karşı,

işlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.96/2).

Eziyet Suçunun Soruşturulması ve Kovuşturulması Şikayete Tabi midir?

Eziyet suçu, şikayete tabi suçlar arasında değildir. Bu nedenle suçun konusu mağdurun şikayetçi olması ve sonradan şikayetten vazgeçme, kamu davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturma konusu yapılabilir. Suç Cumhuriyet Savcılığı tarafından öğrenildiği andan itibaren resen soruşturulmaya başlanacaktır.

Eziyet Suçunda Zamanaşımı Süresi Var mıdır?

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Eziyet suçunda dava zamanaşımı öngörülmüştür. Eziyet suçunun temel şeklinde olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıl, nitelikli halinde zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süreler geçtikten sonra suçun soruşturulması veya kovuşturulması yapılamayacaktır.

Eziyet Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?

Eziyet suçunda görevli mahkemeler Asliye Ceza Mahkemeleridir. Eziyet suçunda yetkili mahkeme ise, genel yetkili mahkeme olan suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Eziyet Suçunda Hükmedilen Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir mi? 

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Eziyet suçu kapsamında hükmedilen hapis cezası miktarı nedeniyle adli para cezasına çevrilemez.

Eziyet Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Uygulanabilir mi?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Eziyet suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilebilir.

Eziyet Suçunda Verilen Ceza Ertelenebilir mi?

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Eziyet suçu nedeniyle verilen hapis cezası hakkında erteleme kararı verilmesi mümkündür.

EZİYET SUÇUNA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

1- Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2014/18515 Sayılı Karar

Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdur …’e yönelik kasten yaralama suçundan verilen hükümle ilgili olarak, suça sürüklenen çocuğun mağduru ranzaya bağladığı nevresimin ucunu yakarak sağ elinin yanmasına neden olduktan sonra çok kısa bir zaman aralığında sopa ve hortum vurmak suretiyle tekrar darp edilmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin süreklilik arzeder bir tarzda işlenmesi nedeniyle kül halinde eziyet suçunu oluşturduğunun kabulü gerektiğinden, ayrıca yaralama suçundan mahkûmiyetine hükmedilemeyeceğinden bu suçtan verilen kesin karar yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün görülmüştür.

2- Çıplak Bırakma, Tehdit, Elektrik Verme ve Aşağılama Suretiyle Eziyet Suçu

Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2015/11368 Sayılı Karar

Sanıkların mağdurun hürriyetini kısıtladıktan sonra temin ettikleri şişeye oturmaya zorladıkları, mağdurun şişeye otururmuş gibi yaptığı, şişenin anüsüne temas ettiği ancak şişeye oturmadığı, sanık Devran’ın ikrar mahiyetli hazırlık beyanlarına göre, sanık Cihan’ın “ben ölsem de o şişeye oturmam” demesi üzerine, mağdurun bundan etkilenerek kendisini yere attığı sonrasında ise, sanıkların mağduru darp ettikleri ve bir müddet daha tutup bıraktıkları anlaşıldığından, bu eylemlerin daha çok mağdurun onuruyla bağdaşmayıp ona ruhsal yönden de acı veren, küçük düşürmeye yönelik eylemler olması, sanıklar tarafından bir süre dövülen mağdura şok cihazı ile elektrik verilmesi, üzerinin soyulması, çıplak halde bırakılması ve tehdit edilmesi şeklindeki eylemlerin bir bütün olarak TCK’nın 96/1. maddesinde düzenlenen eziyet suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.

3- Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2018/7210 Esas ve 2018/7245 Karar sayılı 21.06.2018 Tarihli Kararı 

Sistematik olarak ve belli bir süreç içinde kasten yaralama, hakaret, tehdit ve

cinsel taciz niteliği taşıyan, insan onuruyla bağdaşmayan, mağdurun bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine ve aşağılanmasına yol açan davranışların eziyet suçunu oluşturacağı cihetle oluşa ve dosya kapsamına göre sanığın eşi olan mağdurun, ellerini, ayaklarını ve ağzını koli bandı ile bantlayıp kolunda sigara söndürmek, ağzında bulunan bandı nefessiz kalana ve bayılmasına yakın bir ana kadar çıkartmamak eylemlerinin bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine yol açan ve insan onuruyla bağdaşmayan nitelikte olması sebebiyle eziyet olarak kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

4- Eziyet Suçu ve Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2014/18515 Sayılı Karar

Yaralama fiilinin başka bir suçun unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olması halinde bu suçla birlikte kasten yaralama suçundan da hüküm kurulabilmesi için yasada açık bir hüküm bulunması zorunludur. (Örnek: 102/4., 103/5., 109/6., 149/2. maddeleri gibi) İşkence suçu işlenirken mağdurun 87. maddesinde belirtilen şekilde yaralanması halinde 95. maddesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçu düzenlenmiş olup söz konusu nitelikli halin uygulanması gerekmektedir. Eziyet suçunda ise, işkence suçunda olduğu gibi neticesi sebebiyle ağırlaşmış eziyet suçunun kabul edilmemesi nedeniyle, bu suçun yanında nitelikli yaralama hali oluştuğunda yaralama suçundan da ayrıca ceza tayini gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve cezanın arttırılacağı hallerin 96/2. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı gözetildiğinde yaralama suçundan da mahkumiyet hükmü kurulamayacaktır. Bu durumda, eziyet suçunun unsurlarından olan basit yaralamanın ötesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun oluşması halinde 44. maddesi gözetilip fiilin süreklilik arzetmesi, yaralamanın dışında diğer kötü muamelelerinde bulunması gözetilerek 3. ve 61/1. maddeleri gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini ile adil bir sonuca ulaşılması gerektiği değerlendirilmekle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.