Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Ve Cezası

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Ve Cezası


Kasten öldürmeye teşebbüsten bahsedebilmemiz için fail, bir insanın hayatına son vermeyi amaçlayarak bu isteği doğrultusunda elverişli hareketlerle mağdurun fiziksel olarak zarar görmesine yol açması ancak öldürme sonucuna ulaşamaması durumunda kasten öldürme suçu teşebbüs aşamasında kalacaktır. Zira fail elverişli hareketlerle mağduru öldürürse doğrudan kasten öldürme suçu vücut bulacakken; mağdurun ölmemesi durumunda fail, teşebbüs hükümleri çerçevesinde cezalandırılacaktır.

Mağdurun, bu eylem sonucunda ölmemesi halinde yaralanmış olacağı kabul edilecektir. Burada ayrılması gereken husus failin kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mı yoksa kasten yaralama suçundan mı ceza alacağının ayrımının yapılması gerekir. Burada somut olayın nasıl gerçekleştiğinin tespiti önem arz etmektedir. Yargıtay, bu hususta birkaç sorunun cevaplanması gerektiğini belirtmiştir. Bu soruların cevaplarına göre suçun kasten öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve eğer fail kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı cezalandırılacaksa faile verilecek olan ceza miktarının tayininde önemli bir rol oynamaktadır.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Unsurları

Kasten öldürmeye teşebbüse ilişkin hükümler ayrı bir biçimde düzenlenmediği için bu konuda Yargıtay kararları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kıstaslar Yargıtay tarafından sayılmıştır lakin somut olayın özelliklerine göre yalnızca bu kıstaslarla bağlı kalınmayıp başka başka sorularda sorulabilecektir.

Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/184 Sayılı Kararında

Taraflar arasında husumet bulunup bulunmadığı,

Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli bulunup bulunmadığı,

Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti,

Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı

Failin mağdura dönük fiiline kendiliğinden mi, yoksa kendisi dışındaki engel bir sebepten dolayı mı son verdiği,

Failin olay sonrası mağdura yönelik davranışları gibi sorular Yargıtay tarafından göz önünde bulundurulması gereken kıstaslar arasında sayılmıştır.

Yargıtay'ın belirtmiş olduğu bu kıstasları teker teker açıklamamız gerekirse;

1- Taraflar Arasında Husumet Bulunup Bulunmadığı:

Öncelikle belirtmek isteriz ki bu hususlar kişinin kasten öldürmeye yönelik eylemde bulunduğuna doğrudan kanıt oluşturmayıp; bu hususlar failin eylemindeki gayenin anlaşılabilmesi açısından birer emare oluşturmaktadır.

Tarafların arasında bulunan husumetin öldürmeyi gerektirir nitelikte olup olmadığının tespiti gereklidir. Yargıtay uygulamasına göre husumet; söz, tutum veya davranışlarla meydana gelebilir. Husumetin kaynağı her türlü insan ilişkisi olabilir. Anlaşmazlık, gerginlik, sürtüşme, hakaret, veya ailevi problemleri içeren her türlü fiil husumet nedeni olarak kabul edilebilmektedir. Husumetin derecesi, kasten öldürme suçuna yol açabilecek boyutta olmalıdır. Bunun tespiti de somut olayın özellikleri kapsamında değerlendirilerek yapılmaktadır.

"Sanık … ile katılan …‘ün olaydan uzunca bir süre önce sanığa lakap takma meselesinden dolayı kavga ettikleri, olay tarihinde; sanığın katılanı markete girerken gördüğü, katılanın çıkışını beklediği, kendisine olaydan yaklaşık bir ay kadar önce küfür ettiğini öğrenmesi sebebiyle çıkışta katılanın marketin yan tarafındaki ara sokağa çağırdığı, burada kendisine küfür edip etmediğini sorduğu, katılanın kendisine “küfrettim, iyi yaptım” şeklinde cevaplar vermesine sinirlenen sanık …‘in, cebinden çıkardığı ve ele geçmeyen bıçağı katılana doğru sallamaya başladığı, sanığın bu eylemi neticesinde katılanın, sol ön kolundan, karın ve bel bölgesinden yaralandığı, olayın olduğu sokaktan birlikte çıktıkları, sanığın katılana “bir daha seni burda görmeyeceğim” dediği, katılanın bisikletine binerek sanığın ise yaya olarak olay yerinden uzaklaştıkları, katılanın sadece karnından aldığı bıçak darbesi nedeniyle oluşan yaralanmanın hayati tehlikeye sebep olduğu olayda; sanığın katılanı o an öldürmesine ve eylemine devam etmesine herhangi bir engel olmamasına rağmen eylemine son vermesi, sanık ile katılan arasında önceye dayalı husumetin öldürmeyi gerektirecek nitelikte olmadığı dikkate alınarak, sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmıştır." (Y1CD-K.2021/5876).

2. Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı:

Failin eylemi gerçekleştirirken kullandığı vasıtanın, kasten öldürme kastının olup olmadığının tespitinde önemli bir yeri vardır. Zira hiçbir vasıta kullanmadan iki kişinin yumruk yumruğa kavga etmesi halinde failin yumrukları silah olarak değerlendirilemeyecektir. Bu örnekte failin öldürme kastının olmadığını belirtmek aksi spesifik durumlar olmadığı sürece mümkün olacaktır. Kasten öldürmeye teşebbüsün oluşabilmesi için genellikle Yargıtay'ın silah kapsamında değerlendirdiği aletler aranmaktadır. Bunun en tipik örneği bıçak ve ateşli silahtır.

Sanığın suçu işlemeye elverişli 5237 sayılı TCK’nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan bıçakla mağdur …‘de hedef aldığı vücut bölgesi nazara alındığında, sanık …‘ın eylemi ile açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında hataya düşülerek sanığın nitelikli kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir (Y1CD-K.2021/9125).

3. Mağdurdaki darbe sayısı, şiddeti ve darbenin yönü ve 4. Darbenin hayati organlara gelip gelmediğinin tespiti

Failin mağdura karşı eyleminde öldürmeye kastın oluşup oluşmayacağının bir unsuru da mağdurun vücudunda ki darbe sayısı, darbenin şiddeti ve darbenin yönü baz alınarak belirlenebilecektir.

Örneğin kendisini savunmak amacıyla karşısındakinin bacağına bir el ateş eden failin, mağduru öldürmeye kastının oluşmadığını aksine spesifik başka durumlar yoksa söyleyebiliriz. Zira karşısındaki öldürmeyi amaçlayan bir kişi, karşısındakini hedef alırken, onun hayati organlarını hedef alması gerekir.

Yine bıçakla mağdura zarar veren fail, mağdurun hayati organları dışında örneğin mağdurun kolundan yaraladığında kasten öldürme niyetinin olmayacağı kabul edilmektedir. Failin darbelerin yönünü bilerek ve isteyerek tayin edip etmediğinin tespiti suç kastının anlaşılması açısından önemli bir kıstastır.

Sanık … hakkında mağdur …’e yönelik eyleminde mağdura isabet eden darbe sayısı, onu sırtından, batından, göğüsten ve koldan olmak üzere 4 yerinden bıçaklamış olması, darbelerin şiddeti, kullanılan bıçağın öldürmeye elverişli olması, darbelerin çoğunluğunun hayati bölgelere yönelmesi ve sonuçta katılanın hayati tehlike geçirmiş olması nedenleri ile eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kasten yaralama suçundan ceza verilmesi, bozma nedenidir (Y1CD-K.2018/417).

Engel hal bulunmamasıyla birlikte darbe sayısının tek oluşu ve yara yerine göre sanık …’un, öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TCK’nin 87/4. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca ve aynı Kanunun 61. maddesi gereğince üst sınıra yakın bir temel ceza ile cezalandırılması yerine, yazılı şekilde kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi bozma nedenidir (Y1CD-K.2019/5491).

4- Failin mağdura dönük fiiline kendiliğinden mi, yoksa kendisi dışındaki engel bir sebepten dolayı mı son verdiği:

Bu kıstas yukarıda verdiğimiz örnekle bağdaşmaktadır. Fail, mağdurun bacağına tabancayla bir el ateş ettikten sonra devamında mağdura yönelik yeni bir saldırıya geçme imkanı varken eylemine son vermişse yine burada kasten öldürme teşebbüsünün olmadığından söz edilecektir. Burada önemli olan kısım failin bu eyleminden kendi isteğiyle vazgeçmesidir. Örneğin fail, elindeki bıçakla mağduru birkaç yerinden yaralamış fakat çevredekilerin müdahalesiyle eylemine son vermek zorunda kalmış ise burada failin yaralama kastıyla hareket ettiği söylenemeyecektir.

Katılanın hayati bölgeleri yerine bacaklarına doğru ateş edilerek yaralanması, taraflar arasında önceye dayalı öldürmeyi gerektiren bir husumet bulunmaması, katılan yaralandıktan sonra sanığın engel hal bulunmamasına rağmen eylemini devam ettirmemesi, uzmanlık raporuna göre atışın uzak atış mesafesinden yapılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin bu yöndeki (kasten yaralama) kabul, gerekçe ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Y1CD-K.2021/7353).

5. Failin olay sonrası mağdura yönelik davranışları:

Bu unsurda doğrudan doğruya aranan husus şudur: Fail, mağdura yönelik eylemini gerçekleştirdikten sonra mağdurun hayatta kalabilmesi açısından herhangi bir eylem ya da çaba içerisinde girmiş midir? Örneğin fail, mağduru yaraladıktan sonra kan kaybını önlemek amacıyla bir eylemde bulunmuş, ya da mağduru hastaneye götürmeye çalışmış mıdır? Bu soruların cevapları failin, mağduru öldürme kastının bulunduğunu veya bulunmadığını tespit etmek için oldukça elzemdir.

Sanıkların olay günü babasına ait terzi dükkanında oturmakta olan katılana “Sincar’ın oğlu sen misin” diye sorup, evet diye yanıtlaması üzerine hep birlikte saldırarak, kafatasında açık çökme kırığı, baş bölgesinde 7 adet kesi ve hayati tehlike oluşturacak şekilde yaraladıkları olayda; olay yerinde kanlı taş bulunması, sanıkların ellerinde taş, silah ve makas olduğu halde hep birlikte katılana vurduklarına ve bir kısım sanıklar tarafından tutularak engellendiklerine dair tanık anlatımları, doktor raporları, teşhis tutanakları, hedef alınan bölge, sanıklar ile katılanın ailesi arasındaki husumet ile sanıkların olay sonrası davranışları hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerine dair kabul, gerekçe ve takdirinde bir isabetsizlik yoktur (Y1CD-K.2017/4917).

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Cezası

Kasten öldürme suçu, bilindiği üzere basit (TCK m.81) veya nitelikli hallere (TCK m.82) göre ayrı ayrı cezalandırılabilen bir suç tipidir. Kasten öldürme suçuna teşebbüs halinde failin cezası, basit veya nitelikli hallerden hangisine teşebbüs ettiğinin tespitine göre belirlenir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun cezası şu şekilde belirlenir:

1. Basit Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüsün Cezası: Kasten öldürme suçunun TCK m.81’de yer alan temel/basit şekline teşebbüs halinde, failin cezası 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır.

2. Nitelikli Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüsün Cezası: Kasten öldürme suçunun TCK 82’de yer alan aşağıdaki nitelikli hallerine teşebbüs halinde, failin cezası 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıdır. Kasten öldürmenin aşağıdaki biçimlerde işlenmesi halinde, kasten öldürme suçunun TCK m.82’de yer alan nitelikli halleri meydana gelir:

a) Tasarlayarak,

b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,

c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,

d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,

e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,

g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,

i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,

j) Kan gütme saikiyle,

k) Töre saikiyle.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Halinde Faile Verilecek Cezayı Azaltan Haller

1- Haksız Tahrik

Haksız tahrik, TCK Madde 29'da düzenlenmiştir. Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye verilecek olan cezada indirime gidilmesini sağlayan bir ceza hukuku hükmüdür.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda da haksız tahrik nedeniyle faile verilecek olan cezada indirime gidilebilecektir.

Haksız Tahrikten bahsedebilmemiz için bazı koşulların oluşması gerekmektedir. Bunlar:

a. Haksız Bir Eylemin Varlığı

b. Haksız Eylemin, Hiddete veya Şiddetli Eleme Neden Olması

c. Suçun, Hiddet veya Şiddetli Elemin Etkisi Altında İşlenmesi

d. Suçun, Haksız Fiil Failine Karşı İşlenmesi

e. Haksız Tahrikin Zamanı ve Tepkide Orantılılık Sorunu

f. Haksız Tahrik Nedeniyle Cezanın İndirilmesi

Haksız tahrikin uygulanmasını zorlaştıran iki husus da şöyledir:

Haksız Tahrike Failin Neden Olması ve Karşılıklı Haksız Tahrik

İlk Haksız Davranışı Yapanın Saptanamaması

Bu durumlar haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını zorlaştırabilmektedir. Bu sebeple somut olayın çözümlenebilmesi oldukça önem taşımaktadır.

Kasten Adam Öldürme suçuna teşebbüs uygulanacağı zaman faile verilmiş olan ceza süresi üzerinden somut olayın özelliklerine göre 1/4 ile 3/4 arasında takdir edilecek bir indirim uygulanacaktır.

2- Meşru Müdafaa

TCK m. 25'e göre, bir kişinin gerek kendisine gerekse başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen yahut gerçekleşmesi – tekrar etmesi pek muhtemel olan haksız bir saldırıyı defetmek amacıyla somut olayın özelliklerine göre saldırı ile orantılı bir fiil işlenmesine meşru müdafaa (meşru savunma) denilmektedir. Meşru müdafaa cezai sorumluluğu tamamıyla ortadan kaldıran bir ceza hukuku kurumudur.

Meşru savunma hükümlerinin uygulanabilmesi için genel şartlar şunlardır:

Meşru savunma için bir saldırı bulunmalıdır,

Saldırı haksız bir saldırı olmalıdır,

Saldırı meşru müdafaa ile korunabilecek bir hakka yönelmeli,

Meşru müdafaada saldırı ile savunma eşzamanlı olmalı,

Meşru müdafaa için savunma zorunlu olmalıdır,

Meşru savunma saldırana karşı yapılmalıdır,

Meşru müdafaada saldırı ile savunma orantılı olmalıdır.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, meşru müdafaa halinde işlendiği tespit edilirse failin eyleminden dolayı ceza verilemeyecektir.

Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs Halinde Yetkili Ve Görevli Mahkeme Neresidir?

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda dava son icra hareketinin gerçekleştiği yerdeki Ağır Ceza Mahkemelerinde görülecektir.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Hali Şikayete Tabi Midir?

Kasten Öldürmeye Teşebbüs hali, şikayete tabi suçlar arasında sayılmamıştır. Bu nedenle suçun konusu mağdurun şikayetçi olması ve sonradan şikayetten vazgeçme, kamu davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturma konusu yapılabilir. Suç Cumhuriyet Savcılığı tarafından öğrenildiği andan itibaren resen soruşturulmaya başlanacaktır.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Halinde Zamanaşımı Süresi Var Mıdır?

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Kasten Öldürmeye Teşebbüs halinde dava zamanaşımı öngörülmüştür. Kasten Öldürmeye Teşebbüs halinde zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süreler geçtikten sonra suçun soruşturulması veya kovuşturulması yapılamayacaktır.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Halinde Hükmedilen Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kasten öldürmeye teşebbüs hali kapsamında hükmedilen hapis cezası, adli para cezasına çevrilemez.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Halinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Uygulanabilir Mi?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kasten öldürmeye teşebbüs suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilebilir.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Halinde Verilen Ceza Ertelenebilir Mi?

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçu nedeniyle verilen hapis cezası hakkında erteleme kararı verilmesi mümkündür.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçuna Yargıtay Kararları

1- Nitelikli Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Cezanın Belirlenmesi

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2021/7725 Sayılı Karar

Olay günü ayrı yaşayan ve boşanma davası devam eden, daha önce de mağduru tehdit eden sanığın, yolda yürüyen mağduru yakalayarak 4 tanesi batına ve göğüse nafiz olup pnömotoraksa, mide ve barsak yaralanmalarına, hayati tehlike geçirmesine neden olan diğerleri hafif nitelikte toplam sekiz bıçak darbesi ile öldürmeye teşebbüs ettiği anlaşılan olayda;

1- Sanığın süregelen sorumsuzluk, darp, tehdit gibi eylemlerinin süreci başlatan ilk haksız nitelikteki hareketler olduğu, dolayısıyla ilk haksız hareketin sanıktan geldiği ve mağdurun bu eylemlere karşı olay sırasında veya öncesinde karşılıklı olarak hakaret ettiği kabul edilse bile, haksız tahrikte dengenin sanık lehine bozulmadığı nazara alınarak sanık hakkında yasal koşulları oluşmayan TCK’nin 29. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığının gözetilmemesi,

2- Sanığın mağdura yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetildiğinde, daha vahim hallerin varlığı da düşünülerek 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nin 35. maddesi uyarınca vasati seviyelerin üzerinde ve fakat üst sınırdan bir miktar uzaklaşılarak cezalandırılması yeterli iken, üst sınıra çok yakın olacak şekilde bir cezaya hükmedilmesi, bozma nedenidir.

2- Eşini Kasten Öldürme Suçundan Yargılanan Sanık

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/4344 Esas, 2016/2802 Karar

Sanık ile maktül 2006 yılında evlenmiş, bu evlilikten müşterek bir çocuğu bulunmaktadır. Taraflar 2012 yılında anlaşmalı olarak boşanmış, boşanma sonrası sanık evden ayrılmıştır. Sanık ile maktulün boşanma öncesi ve boşanma sonrasında adli makamlara yansıyan uyuşmazlıkları bulunmaktadır. Bir dosyada sanık, maktule karşı ”Kızımızı da öldüreceğim, seni de öldüreceğim, sen namussuzsun” tarzında sözler sarf ettiği tespit edilmiştir. Sanığın sarf etmiş olduğu bu sözler nedeniyle sanık hakkında kamu davası açılmıştır. Mahkemede dinlenen tanıklardan birisi sanığın kendisi tarafından aracılık yapmasını istemiş, maktulü kast ederek on gün süresi olduğunu, maktulün barışmaması halinde gözü önünde çocuğunu, akabinde maktulü öldüreceği yönünde branda bulunmuştur.

Diğer tanık ise olay günü sanığın ”Bugün moralim bozuk, bir cinayet işleyeceğim” dediğine dair beyanda bulunmuştur. Başka bir tanık ise sanığın iki üç ay öncesinde kendisine hem eşini hem de eşinin annesini vuracağına dair beyanda bulunmuştur. Bunun yanında sanık, olaydan bir hafta önce maktulü vuracağını kızına söylemiştir. Kamera kayıtlarından olay günü saat 14:30’da sanık, aracını park etmiş ve sonrasında av tüfeğini alarak maktulün üzerine yürümüş, maktul bir iş yerine kızı ile birlikte girerek kaçmaya başlamış ve sanık yakın mesafeden maktulün sırtına doğru 10 el ateş etmiştir. Saat 14:03:52’de olay yerinden aracıyla kaçarak hızla uzaklaşmış, maktul ateşli silah yaralanması neticesinde hayatını kaybetmiştir.

Sanık hakkında ağır ceza mahkemesince kasten öldürme suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında 17 yıl hapis cezasına hükmedilmiş, verilen mahkumiyet kararına karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Katılanlar temyiz başvurusunda duruşmalı inceleme talebinde bulunmuş ancak katılanların duruşmalı inceleme isteme yetkisi bulunmadığından, talep, Yargıtay tarafından reddedilmiştir.

Yargıtay, tüm dosya içeriğinden sanığın öldürme kararı verdiğini ve eyleminin tasarlamaya elverişli olduğunu belirterek mahkemenin tasarlayarak adam öldürme suçundan hüküm kurması gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu kasten adam öldürme suçundan hüküm doğru bulunmamış ve Yargıtay tarafından oy birliği ile bozma kararı verilmiştir.